29 Temmuz 2011

YAZLIK PIRILTILAR


Tatil yazımda nedense ne fotoğrafa ne de yazıya eklediğim Gabrini 337 numarayı dün gece sürdüm... Veee... İlk görüşte değilse bile, ilk sürüşte aşık oldum kendisine. İçinde çok minik simler olmasına karşın yetinmeyip, Golden Rose 98 numara ile (şurada da görebilirsiniz) daha da pırıltılı hale getirdim.

Ve uzun zamandır şüphelendiğim bir şeyi sonunda kabullenmek zorunda kaldım: koyu renkler ve şeffaf, ışıltılı ya da metalik vurgulu ojeler tenime yakışsa da, ne yazık ki açık renk ve/veya opak ojeler badana sürmüşüm gibi duruyor.

Şimdiye kadar bu gerçeği yadsımaya çalışıp hoşuma giden her rengi alışveriş torbasına atsam da, bu aydınlanmayla birlikte daha seçici olmaya özen göstermeye karar verdim. Önceden aldıklarımı da ya simli bir şeylerle karıştırıp yenilerim, ya da 40 yılda bir törenler eşliğinde yaptığım tırnak baskılarında (bkz. şekil 1, şekil  2) kullanırım.

Son olarak: şu nemli havaların bir iyi yanı varsa, o da kupkuru cildime ve ellerime biraz can getirmiş olmalarıdır. Kendilerine kütiküllerimi daha dayanılabilir bir hale getirdikleri için teşekkürü bir borç bilirim (yine de en kısa zamanda birazcık esinti çıkarsa sevinirim!).

Not: Ben rengarenk Gabrini ojelerimi tatildeyken almıştım. İstanbul'da hiçbir yerde rastlamadım ne yazık ki! Nerede bulabileceğimi bilen var mı?

2 yorum:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...