8 Mayıs 2013

KINALI & BURGAZ ADALAR

Önceki yazımda İstanbul'da küçük gezilere başladığımdan bahsetmiştim. Geçenlerde de Kınalı ve Burgaz adalarına gittim. Hafta arası olduğu için iki ada da çok sakin ve huzurluydu. Hava çok sıcak olmamasına rağmen, deniz kenarında bikiniyle güneşlenen bayanlar ve denize giren delikanlılar bile vardı. Nasıl özendim anlatamam!

İlk olarak, şehre en yakın konumdaki Kınalıada'ya gittim. Kabataş'tan, 50 dakikalık, keyifli bir vapur yolculuğuyla ulaşılabiliyor. Yol boyunca, atılan simitlerin yüzü suyu hürmetine, martılar da vapura eşlik etti. 

Vapurdan inerken, dikkatimi iskelede bekleşen kediler çekti. Hayırdır dedim ama çok da üzerinde durmadım. Ta ki, Kınalı'dan Burgaz'a geçeceğim zaman iskelede beklerken, vapurun yaklaşmasıyla beraber, kedi nüfusunun birer birer artmasıyla olayın iç yüzünü kavrayana kadar. Sanırım, kışın adaların boşalmasıyla aç kalan kedi ve köpeklere mama getiren hayvanseverleri bekliyorlardı.


Adaların kedisi, köpeği meşhurdur; tenha sokaklarda gezinirken de çokçasıyla karşılaştım.

Toraman bir sarman

Bu da Tutankamon mübarek :)

Hatta güzel havanın etkisiyle kendinden geçip dans eden martılar bile vardı :)

Gangnam Style!

Bahar yüzünü bir gösterip bir geri çekilse de, ağaçlar ve bitkiler çoktan çiçek açmış; ortalık rengarenk olmuştu.

Turuncu güller

Mor salkımlar
.
Akasyalar

Papatyalar

Ve tabii doğanın müthiş dengesi içinde çiçeklerden bal almaya gelen çalışkan arılar...

Arı vız vız vız diye çalışır...

Adalarda dolaşırken, şu evde yaşasam:


Her gün şu merdivenli sokaktan insem-çıksam:


Ve şu manzaraya karşı hayallere dalsam ne güzel olurdu diye düşünmeden edemedim:


Sahiden ne de güzel olurdu değil mi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...