Cuma Pazarı'na gittiğimden bahsetmiştim ya; işte bu minik kutuyu da oradan aldım. Pazarın bir bölümünde ikinci el tezgâhları var.
Karman çorman şeyleri biraz eşeleyince, aradan böyle güzelliklere ulaşılabiliyor. Bunun dışında çeşit çeşit gözlüklere, fotoğraf makinelerine, hatta dişçi aletlerine bile rastladım.
Ama eski bir pasaportla bir de ajanda görünce hüzünlendim biraz. Kim bilir nasıl oldu da kendilerini pazar tezgâhlarında buldular?
Siz sever misiniz bit pazarı gezmeyi? Gerçi Türkiye'de -en azından İstanbul'da- çok fazla bit pazarı yok bildiğim kadarıyla. "Feriköy'de Bir Pazar"a bir kez gittim ama çoğu şey ateş pahasıydı.
Dolapdere'de, bir de Samandıra'da bit pazarları olduğunu duydum ama nasıl oldukları konusunda bilgim yok. Gidenler var mı, nasıllar? Özellikle Samandıra benim için dünyanın öbür ucu olduğu için bir tam günümü ayırmam gerekir. Ne dersiniz, değer mi?
Bomonti Bit Pazarı'na gitmediyseniz biraz pahalı ama gitmeye değer. Merak ederseniz bizim fotoğraflarımız burada: http://acatfromlondon.blogspot.com.tr/2014/01/bomonti-flea-market.html
YanıtlaSilZaten gitmişsiniz,şimdi gördüm. Neyse merhaba demiş oldum :) .
YanıtlaSilMerhabalar!
SilBomonti Bit Pazarı'nda çok güzel şeyler var ama sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi, eski/antika ayrımı konusunda biraz kafa karışıklığı söz konusu. O yüzden de fiyatlar gerçekçi olmaktan çok uzak. Ben de sadece bir kez gittim bu yüzden.
Fakat bu vesileyle blogunuzla tanışmış oldum. Londra benim de çok görmek istediğim yerlerden. Bir gün oranın bit pazarlarında dolaşabilirsem ne mutlu bana!