Bebek Şenliği'ne ne yazık ki gidemedim. Cuma günü çalışıyordum; Cumartesi günü, sevgilim uzun zaman sonra ilk kez evde olduğu için birlikte keyif yaptık; Pazar günü ise...
Aslında Pazar günü Be-bek Şenliği'ne değil ama be-bek şenliğine gittim diyebilirim. Bütün günü, iki yaşına yaklaşmakta olan, sevgili, minik yeğenimle geçirdim.
Parmaklarımı lüle lüle saçlarının arasında dolaştırırken; yumuşacık yanaklarını, kollarını, bacaklarını öpücüklere boğarken; "gel", "git", "kalk", "otur" emirlerine itaat ederken, bundan daha güzel bir şenlik olamazdı diye düşündüğümü itiraf etmeliyim.
Aslında Pazar günü Be-bek Şenliği'ne değil ama be-bek şenliğine gittim diyebilirim. Bütün günü, iki yaşına yaklaşmakta olan, sevgili, minik yeğenimle geçirdim.
Parmaklarımı lüle lüle saçlarının arasında dolaştırırken; yumuşacık yanaklarını, kollarını, bacaklarını öpücüklere boğarken; "gel", "git", "kalk", "otur" emirlerine itaat ederken, bundan daha güzel bir şenlik olamazdı diye düşündüğümü itiraf etmeliyim.
Buraya onun fotoğraflarını koymak isterdim ki siz de nasıl bir yakışıklıdan -üstelik de çapkın- bahsettiğimi anlayın; ama nazar değmesinden korkarım. O yüzden, şu aşağıdaki sevimlilerle idare ediverin...
Fotoğraflar için Pinterest'e teşekkürü borç bilirim. Kaynaklar için, fotoğraf altı yazıların tıklayabilirsiniz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder