3 Haziran 2011

ARI KOVANINA ÇOMAK SOKAN KIZ - STİEG LARSSON

Gelmiş geçmiş en şanssız insanlar listesinde başa oynaması muhtemel Stieg Larsson'un (tüm dünyada milyonlarca satan ve filme de çekilen kitapları, ancak ölümünden sonra yayımlanabildiği için) "Milenyum" serisini uzuuun zaman yadsıdıktan sonra Mart ayında okumaya başlamış ve "Ejderha Dövmeli Kız" ile "Ateşle Oynayan Kız"ı, deyim yerindeyse bir(er) solukta okumuştum.


Birinci ve ikinci kitaptaki hikayeler arasında iki yıl gibi bir zaman olmasına karşın, "Arı Kovanına Çomak Sokan Kız" tam olarak ikincinin bittiği andan başlıyor. Yani aslında iki kitabı ~1300 sayfalık tek bir kitap olarak da düşünmek mümkün.

Serinin son kitabı biraz yavaş başlayıp (İsveç'in yasal sistemine ve gizli servisine, olayların arka planına ilişkin çok uzun ve ayrıntılı anlatımlar var), kitap boyunca "eh, buna da pek gerek yoktu aslında" dedirten bazı ara-hikayeler içerse de, ortasından itibaren beni yine avucuna almayı başarabildi.

Kitapla ilgili -henüz okumayanların keyfini kaçırmadan- daha fazla ipucu verebilir miyim bilmiyorum. Ama zaten, ilk iki kitabı okuyanların hiç tereddüt etmeden üçüncüye geçeceklerini tahmin ettiğim için, çok da fazla şey yazmaya gerek yok belki de.

"Milenyum" üçlemesinin dünyanızı değiştireceğini iddia etmeyeceğim. Fakat kışın -ve inatla sürmekte olan suratsız ilkbaharın- yorgunluğunu atmayı planladığınız yaz tatilinde, işi/okulu/soğuğu-yağmuru-çamuru unutup, deniz-güneş-kum üçlüsünün yanına katarak biraz olsun kafayı dinlemek için birebir olduğunu söyleyebilirim!

1 yorum:

  1. Bence daha fazla bekletme. Arayı açınca hem merakın körelebilir hem de bazı detayları unutabilirsin. Evet, son kitap başlarda oldukça yavaş ilerliyor ama sonradan toparlıyor.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...